SPOTLIGHT : Film İncelemesi

“Bazıları, bazı şeylerin bazı yerlerde yayınlanmasını istemez. İşte o şeylere haber diyoruz.”

-John KEANE-

Tom McCarthy tarafından yönetilen ve McCarthy ve Josh Singer tarafından yazılan 2015 yapımı film, yaşanmış bir olayı anlatıyor ve The Boston Globe gazetesinin Spotlight isimli araştırmacı gazeteci takımını konu alıyor. Filmde, The Boston Globe bünyesine yeni bir editör alıyor ve yeni editör Baron’un istediği üzerine Spotlight çocukları taciz eden papazların Katolik kilisesinin baskıyla örtbas ettikleri çirkin olayları yeniden araştırılmaya başlıyor. Olayın üzerine gidildikçe tacize uğrayan çocukların ve bunun sorumlusu kişilerin sayısı artmaya ve skandal büyümeye başlıyor. Birileri dur demedikçe kendini sürekli tekrar eden bu büyük suç kişisel ve toplumsal olarak kayıplara ve çöküntülere sebep oluyor.

‘’-Eğer bu papazlardan doksan tane olsaydı, insanlar bunu bilirdi!

-Belki de biliyorlardır.’’ 

Replikten de anlaşıldığı üzere ekip üyesi gazeteciler herkesin bilip de konuşamadığı facianın izini sürerek günümüz medyasına ve insanına seslenir. Spotlight toplumun içinde bulunduğu büyük suskunluk sarmalını bozmaya çok kararlıdır. İnsanların güce olan itaatini acımasızca gözler önüne serer.

Filmi konusu ve ilerleyişi bakımından ne kadar ağır bulsam da taciz mağdurlarıyla gerçekleştirilen röportajlardan çok etkilendim. Bu kişileri canlandıran oyuncular seyirciye filmle duygusal bir bağ kurdurdu ve tüm performanslar harikaydı ancak filmin sonunun havada kaldığını hissettim.

  Olayda sınırsız gücün büyük suçları sistemde nasıl kolayca erittiğini görüyoruz. Sistem karşısında boyun eğmeyen tek organ olarak medya filmle beraber gerekliliği ve önemini tekrar kanıtlamış oluyor. Evet, konuşanların seslerini kesmeye çalışacaklar ancak medya daima konuşmaya devam etmelidir. Film bize ısrarla suçun gerçek sorumlusunun sistem olduğunu söylüyor ve gazetelerin asıl görevinin yanlış işleyen bu çarkı düzeltmek olduğunu tekrar hatırlatıyor...