WAG THE DOG (BAŞKANIN ADAMLARI FİLM İNCELEMESİ)

 ‘’Bir köpek kuyruğunu neden sallar? Çünkü köpek kuyruğundan daha akıllıdır. Eğer kuyruk daha akıllı olsaydı, kuyruk köpeği sallardı.’’ Başkanın Adamları bizlere kuyruğun köpeği sallama hikayesini anlatır. Medya, siyaset ve suni gündem savaşlarını konu alan 1997 yapımı bu film kendi dönemini aşarak tüm dönemlerin filmi olmayı başarmıştır.

Kısaca özetlemek gerekirse, seçimlere çok az bir süre kalmıştır ve adaylar birbirlerini eleyecek açıklar aramakla meşgullerdir. Bu esnada bir skandal patlak verir. Beyaz Saray’ı ziyarete gelen kızlardan biri başkanın, kendini taciz ettiği iddiasını ortaya atar. Rakipler bunu kullanmak için ellerinden geleni yapar ve her fırsatta gündeme sürerler. Başkan bu iddiadan en kısa sürede kurtulmalıdır hemen bir kriz masası oluşturulur ve çeşitli yollar aranır. Halkın dikkatini farklı bir yöne çekmek için savaş içerikli suni bir gündem oluşturulur ve olaylar süregelir.

Larry Beinhart’ın American Hero kitabından uyarlanan film, olayın çözülmesi için kriz masasının oluşturulduğu dakikalarda sorun çözücü başkarakter Connerd Brean (Robert De Niro) ‘i karşımıza çıkarır. Film boyunca yanında Beyaz Saray görevlisi Winifred Ames (Anne Heche) ve filmyapımcısı rolünde Stanley Motss (Dustin Hoffman) vardır. Devamında yeni bir kriz grubu oluşturulur ve suni bir savaş en ince detayına kadar planlanarak medya aracılığıyla halka sunulur. Bu sırada sürekli iyiyi isteyen organizmamız biz farkında olamadan kötüyü tutar ve onun için endişelenir. Filmin anlattığı korkunç gerçeğe bu nedenle bir kez daha inanıyoruz. Demek bazen kara propagandalar yerine yaklaşık iki saatlik bir Hollywood filmi bizi etkisi altına almaya  yetiyor.

 Bir bakıma gülmemizi gerektiren bu absürtlüğün sınırlarındaki hikayeye nedense gülemiyoruz. Bunun sebebi olarak bize sordurduğu soruları görüyorum. Bu güne kadar inandığımız ve gördüğümüz olayların ne kadarı gerçek? Başkanın Adamları bizlere sesleniyor, halkın nabzını değiştirmek kameralara oynamaktan ibaret, aslında gördüğümüz her şey bir illüzyon. Filme baktığımızda kilit sahnelerden biri olan Arnavut kızın hikayesinin inşa edildiği sahne bu illüzyonu gözler önüne seriyor.

Başkanın Adamları, kasvet dolu sahneleriyle medyanın sosyal gücünü gözler önüne sererken sistemi eleştirdiği kadar haklıda eleştiren bir film diyebiliriz.